HİTİTLER
Hitit uygarlığı ilk çağ uygarlıklarından biri olup Anadolu’da kurulmuştur. Bu çağlarda Anadolu’da kurulan ilk toplum Hititlerdir. Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelerek MÖ 2000 senelerinde burada bulunan Kızılırmak ve çevresindeki alana yerleşmişlerdir. MİLATTAN ÖNCE 1450 senesinde büyük bir imparatorluk konumuna gelen Hititler, Hattuşaş’ı (Boğazköy) başkent yapmışlardır. Hititler ile Mısırlılar arasında imzalanan "Kadeş Barış Antlaşması" MÖ 1280 senesinde imzalanmış olup dünyanın ilk yazılı antlaşması olarak geçmektedir. Hitit devletinin başında yetkileri sınırsız olmayan, “Pankuş” adı verilen bir meclisle sınırlandırılmış yetkilere sahip bir kral bulunmaktaydı. Kraliçe, kralın ardından gelen en yetkili kişiydi.
Hititlerde aralarında çok fazla ayrıcalık olmayan sınıflı bir halk yapısı vardır. Eli silah tutan herkes asker sayılırken orduları yaya ve atlı-arabalı askerlerden oluşmaktaydı. Ok, yay, mızrak, kalkan, balta gibi silahlar en çok kullanılan savaş aletleriydi.
Tarıma önem veren Hitit uygarlığında bağcılık, tahıl tarımı ve hayvancılık en önemli ekonomik faaliyetlerdi. Anadolu’da uygulanan ilk sulamalı tarım Hititler tarafından yapılmıştır. Temizliğe çok önem veren Hititler ibadethanelerine de yıkanıp temiz giysiler giyerek giderlerdi. Çok tanrılı bir inanca sahiptiler.
Hititler çivi yazısını Mezopotamya’dan almışlardır. Bunu genellikle taş tabletler üzerine resim yazısı yazmak için kullanırlardı. Resim yazısı hiyeroglif manasına gelmektedir. Heykel ve kabartma sanatlarında da oldukça ilerleme kaydetmişlerdir.
Hititlerde aralarında çok fazla ayrıcalık olmayan sınıflı bir halk yapısı vardır. Eli silah tutan herkes asker sayılırken orduları yaya ve atlı-arabalı askerlerden oluşmaktaydı. Ok, yay, mızrak, kalkan, balta gibi silahlar en çok kullanılan savaş aletleriydi.
Tarıma önem veren Hitit uygarlığında bağcılık, tahıl tarımı ve hayvancılık en önemli ekonomik faaliyetlerdi. Anadolu’da uygulanan ilk sulamalı tarım Hititler tarafından yapılmıştır. Temizliğe çok önem veren Hititler ibadethanelerine de yıkanıp temiz giysiler giyerek giderlerdi. Çok tanrılı bir inanca sahiptiler.
Hititler çivi yazısını Mezopotamya’dan almışlardır. Bunu genellikle taş tabletler üzerine resim yazısı yazmak için kullanırlardı. Resim yazısı hiyeroglif manasına gelmektedir. Heykel ve kabartma sanatlarında da oldukça ilerleme kaydetmişlerdir.
FRİGLER
Frigler önce Bitinya bölgesine yerleştiler ve M.Ö. 12. – M.Ö 7. yüzyıllar arasında Orta Anadolu’nun batısına egemen oldular. Ama yeni göç dalgası Frigleri daha iç bölgelere itti. Frigler önce Sakarya Irmağı çevresine, ardından batıda Gediz ve Büyük Menderes’in yukarı vadileri ile doğuda Kızılırmak ve Tuz Gölü yöresine yerleştiler. Friglerin bir bölümü Burdur Gölü, Erciyes Yaylası ve Yeşilırmak vadisine kadar ilerlediler.
Batıda Gordion kentini başkent edinen asıl Friglerin ilk kralı Gordios’tu. Frigler Urartularla birleşerek Asurlulara karşı savaştılar. En parlak dönemlerini İÖ 9.-8. yüzyıllarda yaşayan Frigler, Hitit topraklarının neredeyse tümünü ele geçirdiler. İÖ 738′de başa geçen Gordios’un oğlu efsanevi kral Midas, Asurlularla anlaşma yolunu seçti. Midas döneminde başkent Gordium’un yanı sıra Midas Kenti ve Pessinus de çok gelişmişti. İÖ 700’lere doğru Kafkasya’dan Anadolu’ya giren Kimmerler, Friglerin başkenti Gordion’a kadar ilerlediler. Kenti ele geçirerek yaktılar. Bu yenilgi karşısında Kral Midas’ın öküz kanı içerek kendini öldürdüğü söylenir.
Batıda Gordion kentini başkent edinen asıl Friglerin ilk kralı Gordios’tu. Frigler Urartularla birleşerek Asurlulara karşı savaştılar. En parlak dönemlerini İÖ 9.-8. yüzyıllarda yaşayan Frigler, Hitit topraklarının neredeyse tümünü ele geçirdiler. İÖ 738′de başa geçen Gordios’un oğlu efsanevi kral Midas, Asurlularla anlaşma yolunu seçti. Midas döneminde başkent Gordium’un yanı sıra Midas Kenti ve Pessinus de çok gelişmişti. İÖ 700’lere doğru Kafkasya’dan Anadolu’ya giren Kimmerler, Friglerin başkenti Gordion’a kadar ilerlediler. Kenti ele geçirerek yaktılar. Bu yenilgi karşısında Kral Midas’ın öküz kanı içerek kendini öldürdüğü söylenir.
LİDYALILAR
Lidya Uygarlığı Batı Anadolu’da Gediz ve Menderes ırmakları arasında kalan bölgede kurulmuştur. Başkentleri Sard’dır. Sınıf farklılıklarına dayalı bir krallıkla yönetilen Lidya Devleti’nde soylular ve toprak sahipleri tarım ve ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
Dünya’nın ilk ticaret yollarından Kral Yolu’nu inşa ettiler. Sard şehrinden Mezopotamya’ya kadar giden yol ticaretin gelişmesini sağladı. Ticaretle birlikte farklı medeniyetler arasında etkileşim başladı. İnsanlık medeniyeti gelişti. Ticarete önem veren Lidyalılar parayı ticarette ilk kullanan uygarlık olarak bilinir. Parayı günlük hayatta kullanarak modern ticaret ve ekonominin temelini attılar. Denize kıyıları olmamasına rağmen müthiş bir ticari zekaya sahip Lidyalılar denizaşırı ülkelerle de ticaret yaptılar.
Dünya’nın ilk ticaret yollarından Kral Yolu’nu inşa ettiler. Sard şehrinden Mezopotamya’ya kadar giden yol ticaretin gelişmesini sağladı. Ticaretle birlikte farklı medeniyetler arasında etkileşim başladı. İnsanlık medeniyeti gelişti. Ticarete önem veren Lidyalılar parayı ticarette ilk kullanan uygarlık olarak bilinir. Parayı günlük hayatta kullanarak modern ticaret ve ekonominin temelini attılar. Denize kıyıları olmamasına rağmen müthiş bir ticari zekaya sahip Lidyalılar denizaşırı ülkelerle de ticaret yaptılar.
İYONLAR
Milattan Önce 10. yüzyılda Yunanistan’dan göç ederek Batı Anadolu’ya yerleşen İyonlar burada yeni şehir devletleri kurmaya başladı. Günümüzde bile bilinen Efes ve Milet gibi şehir devletlerinin kurucusu İyonyalılar’dır.
Kurdukları ticaret kolonileriyle birlikte farklı kültürlerle etkileşime girdiler. Ekonominin gelişmesiyle insanlar zenginleşti. Böylece demokrasi, insan hakları gibi kavramlara önem verdi. Özgür düşünce ortamı bu sayede oluştu. Bilim ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı. Tales gibi ünlü bilim adamları bu şehir devletlerinde yetişerek bilime önemli katkılar sağladı. Aynı dönemde geometri ve astronomi bilimlerinde de önemli gelişmeler yaşandı. Günümüzde kullandığımız pek çok matematiksel ve geometrik terimlerin kökeni İyon Uygarlığı’na dayanır.
Pek çok alanda olduğu gibi mimaride de önemli gelişmeler kaydettiler. Artemis Tapınağı gibi devasa bir yapıyı inşa ederek zamanın en büyük binasını yapmış oldular. Yine dönemin en büyük tiyatrosunu Efes’te inşa ettiler. 50000 kişi kapasiteli tiyatronun ses izolasyonu günümüz teknolojisine çok yakın bir şekilde yapılmıştı.
Kurdukları ticaret kolonileriyle birlikte farklı kültürlerle etkileşime girdiler. Ekonominin gelişmesiyle insanlar zenginleşti. Böylece demokrasi, insan hakları gibi kavramlara önem verdi. Özgür düşünce ortamı bu sayede oluştu. Bilim ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı. Tales gibi ünlü bilim adamları bu şehir devletlerinde yetişerek bilime önemli katkılar sağladı. Aynı dönemde geometri ve astronomi bilimlerinde de önemli gelişmeler yaşandı. Günümüzde kullandığımız pek çok matematiksel ve geometrik terimlerin kökeni İyon Uygarlığı’na dayanır.
Pek çok alanda olduğu gibi mimaride de önemli gelişmeler kaydettiler. Artemis Tapınağı gibi devasa bir yapıyı inşa ederek zamanın en büyük binasını yapmış oldular. Yine dönemin en büyük tiyatrosunu Efes’te inşa ettiler. 50000 kişi kapasiteli tiyatronun ses izolasyonu günümüz teknolojisine çok yakın bir şekilde yapılmıştı.
URARTULAR
Urartular Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da devlet kurmuşlardır. Başkentleri olan Tuşpa (Van) kentidir. Urartular, MÖ 8-7. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamış ve krallıkla yönetilmiş. Devlet, eyaletlere ayrılmış ve her eyaletin başında bir vali görev yapıyormuş.
Urartular Türkçeye çok benzer bir dil ve çivi yazısı kullanmışlar. Bu dilde, köklere ekler getirilerek sözcükler türetilirmiş. Bunun yanında günlük hayatta, Hititlerinkine benzer resim yazıları da kullanmışlardır. Urartuların, çok tanrılı bir inanışları vardı. Bu tanrıların içinde en önemlisi, savaş tanrısı Haldi idi. Haldi’nin kutsal sayılan arabasıyla orduların önünden gittiğine inanılırdı.
Urartular, özellikle mimarlıkta çok ileri bir düzeye ulaşmışlardır. Bu dönemde Doğu Anadolu’da kayalar oyulmuş, muhteşem kaleler, saraylar, tapınaklar, su tesisleri yapılmıştır. Urartular, hayvancılığın yanı sıra ova ve akarsu boylarında tarım yapmışlar, bunun için birçok sulama kanalı ve gölet inşa etmişlerdir.
Urartular Türkçeye çok benzer bir dil ve çivi yazısı kullanmışlar. Bu dilde, köklere ekler getirilerek sözcükler türetilirmiş. Bunun yanında günlük hayatta, Hititlerinkine benzer resim yazıları da kullanmışlardır. Urartuların, çok tanrılı bir inanışları vardı. Bu tanrıların içinde en önemlisi, savaş tanrısı Haldi idi. Haldi’nin kutsal sayılan arabasıyla orduların önünden gittiğine inanılırdı.
Urartular, özellikle mimarlıkta çok ileri bir düzeye ulaşmışlardır. Bu dönemde Doğu Anadolu’da kayalar oyulmuş, muhteşem kaleler, saraylar, tapınaklar, su tesisleri yapılmıştır. Urartular, hayvancılığın yanı sıra ova ve akarsu boylarında tarım yapmışlar, bunun için birçok sulama kanalı ve gölet inşa etmişlerdir.
KAYNAKÇA
http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-998&Bilgi=ilk-%C3%A7a%C4%9F-medeniyetleri-anadolu-medeniyetleri
www.ders-notlari.com/2014/06/mezopotamya-uygarlklar.html
www.ders-notlari.com/2014/06/mezopotamya-uygarlklar.html
© Emre AKÇA 2014